Öyle sanıyorum ki V for Vendetta Filmini seyretmeyen yoktur (varsa mutlaka seyretsin!). Hatta seyredenler için tekrar seyretme zamanı zira ben tekrar seyredeceğim. Filmden cımbızla çekip alacağımız işte o fotoğraf:
Türkiye özellikle son yıllarda, yaşamın birçok alanında farklı tutumlar sergiliyor. İşte bunlardan birisi de çağın egemenlik alanı olan dijital yaşam alanı! Ülke olarak zaten uzun zamandır sosyal medya ve sağlayıcıları ile aramız iyi değildi hatırlarsınız; yaklaşık 7-8 yıl önce uzunca bir dönem YouTube kapatılmıştı. Geçtiğimiz aylara kadar Wikipedia, 2.5 yıl kadar kapalı kaldı derken geldik 2020’ye.
Arka Kapı Dergi’nin 10. sayısında (bu yılın başlarında) Utku Şen tarafından çok güzel bir makale kaleme alınmıştı; “Türkiye, Çin’den Dijital Distopya mı İthal Ediyor?” adlı makaleyi buradan okuyabilirsiniz.
Bu yıl Nisan ayında Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde bir zirve gerçekleşmişti, Sosyal Medya Zirvesi. Birkaç yıldır konuşulan sosyal medya düzenlemeleri ile ilgili belki de ilk somut adım bu zirve olmuştu. O zamanlar zirvede neler konuşulduğunun detayına buradan ulaşabilirsiniz. Özet olarak; ilgili sosyal medya şirketlerinin Türkiye’de ofis açmalarından, ülkemizde vergi vermelerinden ve hukuki sorumluluk almalarının gerekliliğinden aksi halde erişim kısıtlamaları getirileceğinden söz edilmişti ve bu öneri Korona virüsle mücadele paketi kapsamında (?), meclise sunulmuştu.
O dönem nasıl olduğu bilinmez ama bir şekilde bu sosyal medya tasarısı meclisten geçmemişti ki bugün itibari ile daha katı bir versiyonu farklı gerekçeler sunularak meclisten geçti. Peki bu düzenleme neler getiriyor, neler götürüyor hızlıca bir bakalım.
5651 sayılı İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlemesi Kanunu değişiklik önerisi 28 Temmuz Salı günü TMBB genel kuruluna geliyor. Teklifin hükümet tarafından sosyal medyada hakaret ve tacizlere son vermek ve sosyal medyayı denetim altına almak gerekçesi öne sürülerek hazırlandığı söyleniyor. Öte yandan AKP Genel Başkan Yardımcısı Mahir Ünal:
Bu düzenlemenin kişisel verileri güvence altına almak olduğunu öne sürdü ve “Siber vatanda da mücadele ediyoruz, dedi.
Genel bir özet ile ele alırsak bu düzenlemeyi 5 madde ile aktarabiliriz.
Buraya kadar özet bilgileri edindiğimize göre şimdi de sıra bizi daha da şaşkına çeviren diğer hadiselere geldi. Neler mi?
Biliyor musunuz?
Yasanın, sosyal medya sağlayıcılarına temsilcilik bulundurma zorunluluğu ve buna bağlı olan yaptırımların yürürlük tarihi üç ay ertelendiği öğrenildi. Kişilerin içeriğin yayından çıkarılması/ engellenmesi başvurusuna ilişkin Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu’na (BTK) ilk sunacakları rapor tarihi, Ocak 2021 yerine Haziran 2021’e ertelendi.
Yasal düzenlemeyle ilgili konuşan AKP Grup Başkanı Naci Bostancı, demecinde Türkiye’de temsilci bulundurma konusunda yalnızca Twitter’ın olumlu yanıt vermediğini belirtti. Diğerleri hakkında herhangi bir yorum gelmediğine göre, diğer şirketlerin bu karara uyacağı sonucu çıkıyor ortaya. Diğer sosyal medya şirketlerinin kabul edecek olması, zaman içerisinde Twitter’ı da etkileyecektir.
İlgili şirketlerin Türkiye’de bir temsilci bulundurmama ihtimalini göz önünde bulundurduğumuzda senaryo hiç de iç açıcı değil. Örneğin, Google’ın bir temsilci bulundurmadığını ve Youtube’ın kapatıldığını düşünelim. Birçoğumuz farkında olmasak da bizler aslında gündelik yaşantımızda Google’a ait birçok “ücretsiz” servisi kullanıyoruz. Hem bireysel hem de kurumsal olarak. Mesela neler mi bunlar; Gmail, Google Drive, Google Haritalar, Google Business, Youtube, Google Dokümanlar, Google klasik reklamlar, alışveriş reklamları vs. Belki düşük bir ihtimal ama işler uç noktalara gider ve aşamalı olarak bu servisler durdurulursa neler olur acaba?
Eklemekte fayda var, diyelim ki Google bu gibi yaptırımları uygulamadı, Youtube’un uzunca bir dönem kapalı kalması gibi bu durumu göze aldı ve BTK tarafından %90’a varan bant kısıtlaması uygulandı. Erişim sağlayabilir miyiz, evet. Fakat uğraştırıcı ve (bir yerden sonra) maliyetli çözümlerle erişim sağlayabiliriz.
Hem doğru hem de yanlış. Nasıl oluyor, derseniz. Yasanın içerdiği maddelerde olması gerekenler maddeler olduğu gibi, olmaması gereken maddeler de yer alıyor. Mesela, şirketlerin temsilci bulundurmaları, vergi vermeleri, yasal sorumluluk almaları gerekir fakat öte yandan sosyal medyadaki içeriklerin tamamen kaldırılması, bu içeriklerin birden fazla kamu kurumu tarafından yönetime açık olacak olması vatandaşları endişelendiren bir madde oluyor. Oluyor çünkü; kamuoyunun tepki gösterdiği birçok haber, yetkili kurumlar tarafından haberleştirilmemesi için engelleniyor, içeriğin kaldırılması talep ediliyor ya da paylaşan-duyuran şirketlere cezai yaptırım uygulanıyor..
Makalenin başlığı için Özgür Demirtaş’ın Yasak adlı yeni videosundan ilham aldık. İçerikteki özet bilgileri ise Pınar Dağ’ın sosyal medya hesabında paylaştığı bir tweet’ten edindik.